Türk – İslam tarihinin en büyük devlet adamlarından biri - NİZAMÜLMÜLK


1.       Türk – İslam tarihinin en büyük devlet adamlarından birini anlatacağım size… Siyasi bir deha… Eminim ki çoğumuz çok iyi tanımıyoruz. Öyleyse buyurunuz… Büyük Selçuklu Veziri: NİZÂMÜLMÜLK


2.       Asıl ismi “Hasan bin Ali bin İshak bin Abbas” olan Nizamülmülk 1018 (Hicri. 408), Tûs civarında Nûkan kasabasında doğmuş ve sanılanın aksine TÜRK değil bir FARİSİ.

3.       Horasan'da bir büyük toprak sahibinin oğlu yani bir aristokrat olarak dünyaya gelen ve babasının sayesinde iyi bir öğretim gören küçük Hasan, Arapça ve Farsçayı mükemmel bir şekilde öğrenmiştir. İslami ve pozitif bilimlerde devrin en iyi hocalarından dersler almıştır.

4.     İlk olarak Gazneliler Devletinin hizmetinde bulunmuş ve 1040 yılında B. Selçuklu Devleti Horasan'da kurulunca, Selçukluların hizmetine girdi. Çağrı Bey Döneminde, Belh valisi onu “vilayet işlerini” (bir tür belediye başkanlığı) yürütmek üzere görevlendirmiştir.


5.       Daha sonra Merv’e (Selçukluların ilk Başkenti) gidip, bizzat Çağrı Bey’in hizmetinde çalıştı. Onun üstün özelliklerini gören Çağrı Bey tarafından Alp Arslan’ın terbiye ve hizmetiyle vazifelendirildi. Alp Arslan’a hem hoca hem arkadaş oldu.


6.      Nizamülmülk, Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey’in çocuksuz olarak vefatı üzerine, Alp Arslan’la kardeşi Süleyman ile arasındaki taht mücadelesinde, yerinde görüş ve tedbirleri ile kabiliyetini ispatladı.

7.       Alp Arslan sultan olunca onu veziri yaptı 1064 (Hicri. 451). Zamanının Abbasi Halifesi Kaim bi-emrillah tarafından, Nizâm-ül-mülk (Memleketin Düzeni) unvanı verildi ve bu unvanla tanındı.


8.       Nizamülmülk, Alparslan ile büyük bir uyum içinde çalışmış, devletin kurumlarının oluşmasında ve yönetiminde çok büyük katkıları olmuştur. Aralarında her zaman büyük bir güven vardı.

9.       Malazgirt savaşından çok az bir süre önce muhtemel bir yenilgiyi büyük bir olasılık gören Alparslan yanında bulunan eşini Nizamülmülk’e emanet ederek Horasan’a götürmesini istemiştir. Nizamülmülk’ün katılmadığı tek savaş da Malazgirt savaşıdır.

10.   Selçuklu Devleti bugünkü İran topraklarında kurulmuştur. Türklerin dışında tebaasının önemli bir kısmı da Farisilerden oluşmaktadır. Ordu ise önceleri Türkmenlerden oluşsa da sonra Gulamlardan (Köle Türk askerler- örneğin Sultan Baybars da Gulamdı) oluşmakta idi.

11.   Ayrıca Nizamülmülk’e ait genelde Farisi gençlerden oluşan küçük bir ordu bulunmaktaydı. Selçuklu Devletinin iç çekişmelerinin nedeni de bu Türk- Farisi ikilemiydi. Nizamülmülk hiç hak etmediği halde bu çekişmenin tarafı gibi gösterilmeye çalışıldı.

12.   Kısaca yaptığı icraatlara değinelim: İlk olarak Osmanlı İmparatorluğu tarafından da uygulanan askeri ikta sisteminin temellerini attı. Yani Osmanlı ordusu aslında Nizamülmülk'ün kurduğu sistemin bir devamıdır.

13.   Bu sistem sayesinde, daha önceleri Türk boylarının katılımıyla oluşturulan aşirete dayalı ordu düzeni, yerini maaşla çalışan düzenli orduya ve topraklı (tımarlı) askerlere bırakmıştır.

14.   Devleti yeniden yapılandırmıştır. Bugünkü devlet kurumlarına benzeyen kurumlar kurdurtmuş ve bunların başına genellikle çok iyi tanıdığı ve akrabası olan eğitimli insanları geçirmiştir (En çok eleştirilen özelliği de budur).

15.   Sarayı, merkezi hükümet teşkilatını, İslam esaslarına dayalı mahkemeleri, toprak sistemini sağlam esaslar üzerine yeniden düzenledi. Gerçekleştirdiği yeni sistemler bazı değişikliklerle beraber bütün Türk-İslam devletlerince devam ettirildi.

16.   Bu kurumlara en iyi örnek, Çok iyi örgütlenmiş, yüksek öğretim yapan resmi akademiler mahiyetindeki medreseleri kurmuş olması gelmektedir. Bu medreselerin en ünlüsü Bağdat’ta 1065-67 yılları arasında faaliyete geçmiş olan Nizamiye Medresesi’dir.

17.   Nizamiye medresesinde belki de o dönemin en muhteşem kütüphanesini kurdurmuştur. Sırf bu kaynaklar ulaşmak için çok sayıda insanın Bağdat’a geldiği bilinmektedir.

18.   Bu medreselerin kuruluş amacı; Din adamı yetiştirmek, Yoksul ve yetenekli öğrencileri okutup topluma kazandırmak, İmparatorluğun yönetimi için memur yetiştirmek, Devlet adamlarını eğitmek ve Bilginleri bir görev ve maaşla medreselere bağlayıp denetim altında tutmaktır.


19.   En büyüğü, Bağdat 'taki Nizamiye Medresesi olsa da,benze bir yapılanmayla İsfahan, Nişapur, Belh, Herat, Basra, Musul ve Amul'da büyük medreseler açılmıştır

20.   Nizamülmülk astronomi ve takvimin ıslahıyla ilgili çalışmaları, Celali Takvimi denilen yepyeni bir takvim sisteminin kurulmasına yol açmıştır. Onun bu takvimi hakkında modern bir astronom, bizim bugün kullandıklarımızdan daha ince, daha dakik diye bahsetmektedir.

21.   Nizamülmülk’ün “Siyasetname” adlı bir eseri vardır. Bu yapıt, sadece onun fikirlerini anlamak için değil, aynı zamanda döneminin özelliklerini de yansıtması itibariyle hala tarihçiler ve siyaset bilimciler için önemli bir kaynaktır.


22.   Orijinal dili Farsça olan eser 51 bölümden oluşmakta, sultana sadece öğüt ve tavsiyeler vermekle kalmamış, sisteme dair olması gerekenler hakkında somut, pratik ve uygulanabilir önlemler önermiştir.

23.   Ayrıca yapıt, dönemin devlet ve bürokrasi yapısı, yöneten-yönetilen ilişkisini ve muhalif söylemleri de yansımaktadır. Siyasetname’yi Sultan Melikşah’ın isteği üzerine yazmıştır.

24.   Tam doğru metin ve ilavesiz nüshası, İstanbul’da Süleymaniye Kütüphanesi , Molla Çelebi kısmında 114 numarada mevcuttur. Siyasetname, Türkçe haricinde de bir çok dillere tercüme edilerek, yayınlanmıştır.

25.   Anladığım kadarıyla Selçuklu Ordusu genel olarak Nizamülmülk’e karşı sürekli bir negatif tutum sergilemiştir. Bu Alparslan döneminde bile böyle olmuştur. Nizamülmülk bunu bildiği için kendine ait bir küçük ordu kurdurtmuştur. Bu da çok eleştirilmiştir.

26.   Dindar bir insan olan Nizamülmülk Ehl-iSünnet/Şafii idi. O dönemde özellikle Batıni mezhepler bölgede yaygınlaşma eğilimindeydi. Nizamiye medreselerinin kuruluş amaçlarından biri de İslamı bu tip mezheplerden korumak için din alimleri yetiştirmekti.

27.   Nizamülmülk’ün, Ömer Hayyam ve Hasan Sabbah’ın arkadaş olduğu ve beraber eğitim aldıkları yolunda iddialar olsa da buna ilişkin kesin bir bilgi yoktur.

Ömer Hayyam

Hasan Sabbah

28.   Bütün kaynaklar Nizamülmülk’ün çok dindar ama hoşgörülü, çok aktif, az konuşan çok iş yapan, mütevazi, güler yüzlü, çok zeki, yardımsever, bilime çok düşkün, bilim adamlarına çok saygılı, tedbirli, çok okuyan, İslam alimlerine çok saygılı olduğunu yazar.

29.   İleri görüşlülüğü ve doğru Analizleri ile Alparslan ve Melikşah dönemlerinde Devletin yükselişinin mimarlarından biridir. Özellikle Melikşah dönemi eğitim,mimari, kültür ve sanatta zirve dönemi olmuştur. Endülüs’ten aşağı değildir.

30.   Melikşah, Alparslan’ın vasiyeti ile tahta çıktı gibi bir algı olsa da bu o kadar kolay olmamış Nizamülmülk’ün büyük katkıları ile tahta çıkmıştır. Bu sebeple saltanatının ilk on yılında Nizamülmülk’e geniş yetkiler vermiştir. Ona PEDER diye hitap etmiştir.

31.   Fakat Nizamülmülkün bu kadar güçlü olması ve adamalarını devletin çeşitli kademelerine yerleştirmesi bazılarının hoşuna gitmiyor kıskançlıkları ciddi boyutlara ulaşıyordu. Bunlardan en önde gelenleri Melikşah’ın eşi TERKEN HATUN ve Diğer bir Vezir TACÜLMÜLK’tür.

32.   Gerek eşinin ve diğer vezirinin etkisiyle ve gerekse Nizamülmülk'ün büyük karizmasının verdiği hisle Melikşah Nizamülmülk'e karşı olumsuz bir yaklaşma girmiş, Nizamülmülkün Vali olan bir oğlunu zehirletmiştir. Aralarındaki soğukluk bazı mektuplarla da tarihe mal olmuştur...

33.   Nizamülmülk bu fitneyi berteraf etmek için birçok yol denemiş ve kısmen de başarılı olmuştur. Melikşah ile tekrar güven ortamı oluşmuşsa da Türk devletlerinde çok gördüğümüz o alçak muhalefet anlayışı Selçukluda da kendini göstermiştir.

34.   Melikşah'ın karısı Terken Hatun, tabiri caizse Selçuklu'nun Hürrem Sultanıydı. Nizamülmülk Melikşah'ın yerine onun büyük oğlu Berkyaruk'u yetişirken, Terken Hatun ise oğlu Mahmud'un Sultan olmasını istiyordu. Bu yüzden Nizamülmülk'ü bertaraf etmek istiyordu.

35.   Saray içinde ve ordu içinde Nizamülmülk'ü yıpratma kampanyası tüm hızıyla devam ediyordu ve Melikşah köprüleri atmıştı. Melikşah'ın sert mektuplarına Nizamülmülk aynı sertlikle cevap veriyordu. Bu mektupların içeriğini bugün biliyoruz.

36.   Netice de Nizamülmülk gözden düşmeye ve yetkileri sınırlandırılmaya başlanmıştır. 1092 yılında çıkılan 2. Bağdat seferinde orduda Melikşah ve Nizamülmülkle birlikte Terken Hatun ve Fitne Vezir Tacülmülk de bulunmaktadır...

37.   Bir Ramazan günü iftar için Nihavent kenti yakınlarında konaklamışlardır ve Nizamülmülk çadırına giderken bir Batıni (Haşhaşi) tarafından şehit edilmiştir. Bu cinayet Hasan Sabbah'ın ilk siyasi cinayeti olarak kabul edilse de soru işaretleri vardır.

38.   Melikşahla araları açıkken bir mektubunda "Sen güçsün ben ilim ehliyim. Sen kılıçsın ben kalemim. İkimiz bir bütünüz sen yada ben olmazsam mevcut koşullarda bu devlet gitmez demişti" Nizamülmülk...


39. Alparslan, Melikşah ve Nizamülmülk dönemi B. Selçuklu'nun altın çağıydı. Devlet 10 milyon kilometre yüzölçümüne ulaştı. Bütün coğrafya imar edildi. Onlarca üniversite açıldı. Çok ünlü bilim adamları yetişti. Bağdat ve İsfahan yıldız gibi parladı.

40.   Ama Nizamülmülk öldükten sonra bir yıl geçmeden Melkşah Karısı tarafından zehirlenerek öldü. Öldüğünde daha 37 yaşındaydı. Melikşah'ın ardndan tahta Çıkan Mahmud, Berkyaruk ve Sencer döneminde merkezi otorite zayıfladı ve devlet çöktü...

41.  Sonuç olarak: Nizamülmülk Selçuklu aleyhine tek bir eylemi olmayan çok büyük bir devlat adamıydı. Devlet içinde bulunan çapsız, beceriksiz, kıskanç ve kendi ikbali için devletini yıkacak hırsa sahip muhalefetin kurbanı oldu.

42.  Onun ölümüyle devletin çökmesinin çakışması Nizamülmülk'e yönelik eleştirilerin de boş olduğunun ispatıdır. Günümüzde İran resmi tarihi Mevlana'yı, Nasreddin Hoca'yı vb. kendinden görür. Ama Nizamülmülk'e hain gözüyle bakar.

43. Nizamülmülk devletini birçok Türküm diyenden çok daha fazla sevmiş, çok daha fazla hizmet etmiş, çok daha fazla benimsemiş bir değerdir. Vatandaşlık bilincinin önemli bir timsalidir. Ama yeterince tanıtılamamıştır. Kitabı Türkçeye bile çevrilmemiştir.

44. Mezarı İsfahan'da "Kabri Nizam" olarak anılmaktadır. Bu büyük devlet adamının başına gelenler hala büyük devlet adamlarımızın başına geliyor. İsim vermeme gerek yok. Allah rahmet eylesin...




"Küfür ile belki olur ama zulümle asla payidar olmaz bir memleket"

---Nizam'ül-mülk---


İşi kifâyetsize tevdi etmek başarısızlığa davettir;
muhterise tevdi etmek kavgaya; kifâyetsiz muhterise tevdi etmek ise fitneye... --- Siyâsetnâme---


Tolga Tanolcay

Kaynaklar:

1. Hüseyin Topal, Büyük Devlet Adamı:Nizam-ül Mülk ve Öldürülmesi
2. Prof. Dr. Mehmet Altay Köymen / Büyük Selçuklu Veziri Nizâmü'l-Mülk ve Tarihî Rolü
5. Fatih Erbaş, Makyavel ve Nizamülmülk mukayesesi.





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

EHL-İ KİTABI ve ONLARIN KUTSAL KAYNAKLARINI NE KADAR TANIYORUZ?

Peygamberimiz (SAV) Neden Bir Ay Süresince Eşlerine Küstü?

Unuttuğumuz Ülke Irak-2: Saddam Hüseyin Dönemi (Bir Babil Rüyası)