ANTARKTİKA' nın GİZEMİ

ANTARKTİKA;

Güney Kutbunu da içine alan buz dünyası. Altıncı kıta sadece bir buz çölü mü acaba? Antarktika hakkında hiçbir şey bilmediğimi fark ettim.Zaman zaman okudum ve anladım ki hiç de öyle değil. Antarktika hakkında öğrendiklerimi sıralayacağım. Bence şaşıracaksınız.
 

Genel bir tanıtımla başlayalım; Antarktika, Güney Yarımküre'nin en güneyinde bulunan, üzerinde hiçbir ülke olmayan tek kıtadır. Yüzölçümü 14.4 milyon km² 'dir Daha net anlaşılsın diye belirteyim Türkiye’nin 18 katıdır. Avusturalya'dan büyüktür ve 5. büyük kıtadır.
 


Antarktika'yı kim keşfetti? 
Antarktika aşama aşama keşfedildi. Güney kutbunda bilinen ilk keşif çalışmaları İngiliz denizci James Cook (1772-1775) (Resim 1) ve ekibi  tarafından yapıldı. Ama buranın bir kıta olduğunu keşfeden ABD deniz yüzbaşısı Charles Wilkes’dir (Resim 2)(1838-1842).
 

Antarktika, “Kuzeyin karşıtı” anlamına geliyor. Sıcaklık yaz aylarında ortalama -20 derece, kış aylarında ise ortalama -70 derece ve yıllık sıcaklık ortalaması -50 derecedir. Ölçülebilen en yüksek sıcaklık +17.5 derece iken, en düşük sıcaklık -93.2 derece olmuştur.
 
Antarktika’nın yüzeyini kaplayan buz kalınlığının ortalama kalınlığı 1.6 km’dir ve Antarktika’nın sadece %1’i buzla kaplı değildir. Bu buz örtüsü tamamen erirse tüm Dünya’da deniz seviyesinin 5 metre kadar yükselebileceği tahmin ediliyor.
 

Bu buz örtüsünün altında farklı büyüklüklerde 200 adet göl vardır ve bu göller sıvı haldedir.Evet sıvı. Nedeni Bu göllerin en büyüğü Vostok Gölü’dür. Vostok gölünün uzunluğu 250 km, genişliği 50 km, alanı 16.000 km² ‘dir.

Vostok Gölün'ün büyüklüğünü kıyaslamanız için yazayım; Türkiye’nin en büyük gölü Van Gölü'nün uzunluğu 120 km, genişliği 80 km ve alanı 3755 km²’dir. Şimdi dikkat; Antarktika Dünya’nın tatlı sularının %70’ine, buz halindeki tatlı su deposunun ise %90’ına sahiptir. ÖNEMLİ!!!

Antarktika da bitki örtüsü yoktur. Hiçbir sürüngen yaşamaz. Kutup Ayısı yoktur. Çünkü Kutup ayıları Arktika’da yaşar. “Arktika” ise Kuzey Kutbu'nu çevreleyen Alaska, Kanada, Rusya, İsveç Finlandiya, Grönland ve İzlanda ve Kuzey Kutup Bölgesi'ndeki topraklardan oluşmaktadır.

Dünyanın en büyük çölüdür Antarktika. Bitki yok, Kutup ayısı ve hiçbir sürüngen yok. Ama Antarktika’ya has hayvanlar var; Penguenler, Balinalar, Foklar, Kuşlar (Albatros, Antarktika Martısı, Antarktika Fırtına kuşu), Dev Kalamarlar ve Antarktika'ya has bazı balık türleri.
 

Antarktika'nın en yüksek noktası 4892 metreyle Vinson Dağı'dır. Antarktika hem anakarasında, hem de çevresindeki küçük adalarda birçok dağı bulundurur. Ross Adası'ndaki Erebus Dağı, Dünya'nın güneye en yakın aktif yanardağıdır.
 
Antarktika’yı yurt edinmiş herhangi bir yerli insan topluluğu yok. Yani "Antarktika Yerlileri" diyebileceğimiz bir insan topluluğu yoktur. Antarktika’yı son on yıl ortalaması olarak yılda sezonunda 30.000 civarında turist ziyaret etmektedir.
 

Zaman zaman çeşitli çevresel faktörler nedeniyle ana karadan kopan buzdağları oluşur. 2000 yılının Mart ayında şimdiye kadarki en büyük buzdağı, Ross Buz Sahanlığı’ndan kopup ayrıldı. B-15 adı verilen buzdağının uzunluğu 270 km, eni ise 40 km’ydi.
 

Peki,  Antarktika Kıtası kime ait? Aslında Antarktika kıtasının hükümran bir devleti yoktur. Sadece hak iddia eden ülkeler vardır. Tabi ki başta ABD ve Rusya olmak üzere Avustralya, Arjantin vs. gibi ülkeler. Peki bu kıta yol geçen hanı mıdır? Tabii ki, hayır!
 

Antiparantez belirteyim soğuk savaş dönemi, yani; İkinci Dünya Savaşı sonrasında başlayan ve SSCB dağılana kadar geçen süre net bir ALGI YÖNETİMİ dönemidir. Hatta İkinci Dünya Savaşını bile bitiren algı yönetimidir (Atom Bombası- Cidden atıldı mı?) denebilir.

ABD'nin savaştan sonra ilk önemli icraatlarından biri 946-47 arasında gerçekleştirdiği Antarktika'daki operasyonudur. Bu operasyon hala büyük bir muammadır. Bu olayların tarihçesi hakkında çıkan bir haberde,bazı ilgi çekici ayrıntılar mevcuttur. Kısaca bahsedelim mi? Edelim.

Adı Operation Highjump” isimli bir gizli harekat , 1946 ile 1947 arasında gerçekleşen Antarktika’nın ABD ordusu tarafından ele geçirilme olayı, komplo teorisyenlerinin üzerinde çok konuştuğu olaylardan biri.

Bazılarına göre “Operation Highjump”, ABD’yi bazı uçan cisimlerden korumak için yapılmış bir harekettı. Bir kesim ise bu operasyonun sadece Antarktika’daki kömür yataklarını kontrol etmek için olduğunu ileri sürüyordu. Ayrıca burada belli ABD üsleri kurulacaktı.

Operasyonun başına, ABD’nin o dönemdeki en iyi askerlerinden Amiral Richard E. Byrd atanmıştı. Byrd, 13 gemi, bir uçak gemisi ve 5000 bahriyeli ile Antarktika’ya vardı.Operasyon hakkında kamu oyunun pek bir bilgisi yok, gizlice ve hızla yapıldı.

Hatta o dönemin basını bile sadece Antarktika gibi boş bir buz kütlesi için bu kadar askere neden ihtiyaç duyulduğu hakkında bir sürü soru sormuştu. Bu görevde 70.000 fotoğrafın çekildiği biliniyor ve görev esnasında birçok asker hayatını kaybetti.

Amiral Byrd görevden döndüğünde savunma bakanı James Forrestal ile görüşme yapmadan önce Washington’dan gelen bir “Güvenlik Servisi Ekibi” tarafından sorguya çekildi. Amiral ABD’nin düşman bölgeler için derhal önemli savunma durumuna geçmesini açıkladı.

Uzaylılardan, Nazilere kadar bir sürü komplo teorisi üretildi. Antarktika'da ileri teknolojik bulgula olduğu öne sürüldü. En sonunda başkan Truman olayın detaylarına hakim oldu. Çok geçmeden Amiral Byrd akıl hastası ilan edilerek bir tımarhaneye kapatıldı.

Ancak amiralin ailesi bu duruma razı olmadı, dava açtılar. Davayı aile kazandı ve amiral hastaneden çıkarıldı, ancak serbest kaldığı günün akşamı öldü. Yetkililer, durumun intihar olduğu yönünde rapor yazdılar. Fakat intihar notu amiralin el yazısı ile yazılmamıştı.

Bugün amiralin Antarktika'da neler yaşadığı, kimlerle karşılaştığı hala bir muamma. Uluslararası anlaşmalara göre 30 milletten temsilciler, bu kıtada araştırma üsleri kurmuş durumdalar. Buraya asker girmesi yasak, ancak yine de birçok ordudan temsilci bulunuyor.

Google Maps’den kıtadaki koca mağara girişlerini görebilirsiniz. Bazıları UFO üsleri olduğunu ileri sürüyor. En son 2012’de burada dev bir uçan nesne görülmüştü. Birçok kişi burada uzaylıların üslerinin olduğunu, Nazi’lerin bunlarla ilk iletişime geçtiğini ileri sürüyor.

Gelelim benim okuduklarımdan vardığım analize; yukarıda belirttiğim gibi ABD ve hatta Rusya uzun yıllar Dünyayı algı ile yönetmeye çalıştılar. Düşman yaratıp biz sizi koruruz diyerek halkları sindirdiler. Bu hikayeyi anlattım çünkü komplocular bunu konuşuyor. Olay yine aynı.

Yani "Cambaza bak cambaza deyip" ilgiyi başka bir yere çekerek kıtaya çöreklenmek. Çünkü kıta tam bir maden ve su rezervi ve gelecekte dünyanın belki de sığınağı... Tabi Rusya da durmadı. O da bir takım aktivasyonlara girdi. Ta ki 1959'a kadar...

Antarktika'nın toplam tatlı su rezervinin %70'ine sahip olduğunu söylemiştik. Çok zengin kömür, demir, petrol, doğal gaz ve muhtemelen açıklanmayan bir çok değerli madene sahiptir. Ama o dönem biten dünya savaşından sonra Rusya ve ABD yeni bir savaşı göze alamadılar.

Ayrıca yeni keşfedilen kıtanın yalnızca belli devletler tarafından paylaşılması Birleşmiş Milletler (BM) üyesi diğer devletleri rahatsız etti ve kıtanın hukuki rejimi tartışılmaya açıldı. Bu süreçte çeşitli devletlerin önerileri BM Genel Kurulu’nda gündeme geldi.

Yeni Zelanda’nın öne sürdüğü, kıtanın BM bünyesinde bir dünya parkı olması gerektiği görüşü pek çok taraftar buldu. 1959 yılına kadar çalışmalar devam etti ve 1961 yılında yürürlüğe giren Antarktika Antlaşması imzalandı.

Bu antlaşmayla kıta askeri bir alan olmayacak ancak bilimsel araştırmalar için kullanılacaktı. Bu tarihten başlayarak ilgili devletler, çoğunlukla ekolojinin sürdürülebilirliğini konu alan bir dizi antlaşma daha yaparak, Antarktika Antlaşmalar Sistemi’ni oluşturdu.

Antarktika Antlaşmalar Sisteminin merkezi Arjantin'nin Başkenti Buenos Airestir. Bu anlaşmada 50 devletin imzası vardır.Bunların 28 tanesi oy hakkına sahiptir. Türkiye dahil 22 ülke gözlemcidir. Bu 28 ülkeden 7 tanesi belli alanlarda hak iddia eder.

Kıtada direk hak iddia etmese de buraya en çok para harcayan ülke ABD'dir.Onu Avustralya izlemektedir. Anlaşma gereği direk bir toprak talebi yapılamasa da anlaşmanın konuda yetersiz kaldığı iddiaları vardır.Son eklenen maddeye göre 2048 yılına kadar maden çıkarmak yasaktır.

Çok net olarak dünyanın yer altı kaynakları açısından ve özellikle su açısından en zengin yeri Antarktikadır. TÜRKİYE'nin de bilimsel çalışmalar başlığı ile Antarktika'ya girmesi çok önemli bir adımdır. Foto: Türkiye'nin Horseshoe Adası'nda bilim üssü ve Türk bayrağı.
 

Buranın sadece bir bilimsel üs olmadığını siyasi gelişmeleri takip ederek oralarda da söz sahibi olma vizyonunun eseri olduğunu söylememe gerek var mı? Bu vizyon"Cihan hakimiyeti" vizyonunun yansıması değil de nedir? BUnu Suriye de ne işimiz var diyenlere anlatmaya çalışmayın.
 
Rüzgarın hızının zaman zaman 320 km ye çıktığı bu buz çölünde yerleşim yerleri var mı? Var tabii. Şili ve Arjantin’in Antarktika kıtasında küçük bir şehri var: Villa Las Estrellas ve Esperanza Base. Kıtada yaşayan kişi sayısı yıl içinde değişmekle birlikte 1000-4000 arasıdır.
 

Antarktika'da sadece bir tane ATM bulunuyor. Tam 7 tane kilise var.Kırmızı akan bir şelale var (yüksek demiroksit içeriğinden dolayı).Birçok ülke kıtaya bağlı havaalanlarına sahip.Hatta bazıları pistlerinde buz ve kar kullanıyor. Yeryüzünde saat dilimi olmayan tek kıtadır.

Turizm açısından bakacak olursak; Kutup dalışı etkinlikleri, kutup maratonu, Balina izleme etkinlikleri, Kar otobüsü ile gezinti, kutup konserleri, meteor taşı bulma etkinlikleri ve kuzeydekine benzer Güney Işıklarını izleme etkinlikleri. Türkiye'den kişi başına 12 bin Avro.
 
Güney’deki oluşum, Aurora australis (güney kutup ışıkları), kuzeydekine benzer özelliklere sahiptir. Aslında bu görsel şölen gezegenin her yerinde olur ama daha uzun süreli karanlık ve manyetik alan dolayısıyla, kutuplara yakınlaştıkça daha çok görünür olurlar.
 

SONUÇ 1: Antarktika söz konusu olunca İbrahim Hakkı'nın şu sözü geliyor artık aklıma; "Harabat ehline hor bakma Zakir, defineye malik viraneler var."  Durum aynen budur... Antarktika bir maden deposu ve çok büyük ve önemli bir laboratuvardır...

SONUÇ 2: Bir yılda kıtadan kopan buz parçaları tam 5 milyar kişinin yıllık tatlı su ihtiyacını karşılayacak miktardadır. Ve bu su dünyadaki tüm nehirlerden akan tatlı sudan daha fazladır. 

Vessalamı kelam; Antarktika çok kıymetli ve stratejik bir kıtadır. Biz de bir şekilde o kıtada mutlaka olmalıyız.

Tolga Tanolcay

  KAYNAKLAR

 1. Yrd. Doç. Dr. Levent Kırval, Antarktika kıtası ve dünya siyaseti
 2. Nasih Sarp Ergüven, Uluslararası Hukuk Açısından Antarktika Güvenliği
 3. İlkay Çelik Sezer, Antarktika
 4. Arslan Ural Karabağlı, Antarktika Hakkında Duymadıklarınız.
5. Erkan Öztürk, Antarktika Hakkında Bize Bilmediğimiz Neler Söylenmiyor?
 6. Gezimanya, Antarktika
 7. Wikisource, Antarctica Agreement
 8. Aybüke inan Şimşek, Uluslararası Toplumun Kutup Politikaları: Arktik-Antarktika Karşılaştırması.
9. Ali Can Şanlı, Buzullarla Kaplı Kıta: Antarktika 10. Julie Hambrook Berkman, Allen Pope, A Treaty Protecting a Continent

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

EHL-İ KİTABI ve ONLARIN KUTSAL KAYNAKLARINI NE KADAR TANIYORUZ?

Peygamberimiz (SAV) Neden Bir Ay Süresince Eşlerine Küstü?

Orman Yangınları ve İtfaiyeci Keçiler