Ağaç Dikmek Her Zaman Çevreci Bir Yaklaşım mıdır? Doğanın Restorasyonu Nasıl Yapılmalıdır?
1. Genellikle
ağaç dikmenin ekolojik olarak faydalı ve çevre dostu olduğu varsayılır. Yine
de, normalde hepimiz ağaç dikmeye çok hevesli olsak da, bunun her zaman çözüm
olmadığını itiraf etmeliyiz. Unutmayalım ki; daha fazla ağaç dikmek her zaman
ekolojik açıdan faydalı değildir.
2. Elbette son zamanlarda ağaç dikmeye olan ilgideki artış çoğunlukla iyi ve alkışlanacak niteliktedir. Ancak, aynı zamanda “Ekolojik tahribat” da yaratabilir. Büyük kuruluşlar ve hükümetler bir şeyin arkasına geçtiğinde, “Sayılar” doğal olarak çok önemli olabilir. “X milyon ağaç diktik!” diyorlar. Bu iyi bir reklam olabilir. Ancak tüm bu ağaçların aynı bölgede aynı tür olması ekolojik bir felaket olabilir. Deneyimsiz bir göze veya bilgisiz gözlemciye ekolojik bir felaket gibi görünmeyebilir, ancak yine de yapım aşamasında bir felaket olabilir.
3. Örneğin.
Çok yoğun bir çam ağacı kütlesi dikmek, birkaç yıl sonra doğal çevreyi o kadar
değiştirebilir ki, orada başka hiçbir şey yaşayamaz veya büyüyemez. Pek çok
sahte ormanımız var, İskoçya'daki Frankenstein ormanları. Uzaktan orman gibi
görünüyorlar ama yaklaşınca bir şey fark ediyorsunuz: Ürkütücü ve son derecede
sessiz. Bir kuş sesi ya da herhangi bir hayvan yaşamına dair çok fazla işaret
yok. Bunlar orman değil, nakit mahsul ağaçlandırmaları. Diğer yaşam türlerinin
çoğu orada yaşayamaz. Bu yerler hakkında gerçekten "orman" olan
hiçbir şey yoktur. Onlar, aksine cansız bir çölü saklayan bir grup ağaç
gibidirler sadece.
4. Orman sadece bir alanda yetişen çok sayıda ağaç değil, ağaç olmayan bitkileri ve hayvan yaşamını da içeren bütün bir ekolojidir. Hayvanlar bir ormanın önemli bir parçasıdır ve korunmasına ve hatta yayılmasına bile yardımcı olurlar.
5. Sürdürülebilir
bir ekolojiye sahip olmak için, doğal dünyanın aşırı gelişimi ve aşırı sömürüsü
nedeniyle kaybedilen habitatları restore etmemiz gerekiyor. Doğal dünya,
normal içgüdüsel faaliyetlerini sürdüren farklı hayvan türleri tarafından yerel
ekolojiyi sürdürmeye yardımcı olur.
6. Yiyecek
arama, oyuk açma, yuvalama, besleme vb. gibi bu normal faaliyetlerle hayvan
türleri, o bölgeye yerel tohumların yayılmasına ve 'ekilmesine' yardımcı
olur. Yerli hayvanlar genellikle yayılmasına yardımcı oldukları bitkileri
tükettiğinden veya bu bitkiler diğer hayvanlar tarafından tüketildiğinden, bu
dengeli bir ekolojinin sürdürülmesine yardımcı olur.
7. Bu bilgiler ışığındaki yaklaşımlara “Habitat restorasyonun” diyebiliriz. Bununun yerel ekolojiyi güçlendirdiği ve daha dayanıklı hale getirdiği için yalnızca hayvan türlerine değil, nihayetinde insan türüne de değer sunduğu fikrine çok az kişi karşı çıkacaktır. Sağlıklı bir yerel ekoloji, değişen hava koşullarıyla daha kolay başa çıkabilir ve sellerden ve diğer aşırı hava koşullarından daha çabuk kurtulur.
8. Buradaki
zorluk, doğal habitatın nasıl restore edileceğidir. Habitat ortadan kalktıkça,
onu koruyan hayvanlar da kaldırıldı. Bu “koruyucuların” kaybı, habitatın insan
müdahalesi olmadan iyileşmesini çok zorlaştırıyor. Soruna neden olan insan
müdahalesiydi, bu nedenle sorunu çözmek için de yine insan müdahalesi gerekir.
9. Gerekli
olan, eksik veya büyük ölçüde azaltılmış hayvan türlerinin rolünü taklit eden
ve geçici olarak yerini alan insan müdahaleleridir. Yeterince hayvan
kalmadığında, onlar tekrar dönene kadar biz insanların müdahale etmesi ve bu
hayvanların sağlayacağı tohum yayma ve tohum dikme rollerini sağlamamız
gerekiyor.
10. Buna rağmen, hala aynı yere “aynı türden” çok
fazla ağaç dikmekle meşgul olursak, küresel olarak çok daha fazla sahte orman
yaratma tehlikesiyle karşı karşıya kalırız. Peki ne yapacağız, nasıl yapacağız?
11. Mantık
bölgedeki ağaç, çalı ve bitki örtüsünü temel alarak bunların
yaygınlaştırılmasını ve tek tür saçmalığından vazgeçilmesidir. Bu temel
yaklaşım esas alındıktan sonra ağaçlandıma süreci başlatılmalıdır ama nasıl? Bu
soruya verilecek cevaplardan birisi; “Doğal
Tohumlama Çubuğu” kullanmaktır. “Doğal Tohumlama Çubuğu” ile birden fazla tohum
türü taşınabilir ve her ikisi de bir alana ekilebilir. Dezavantajı, ekimin
başarı ile gerçekleştiğine dair (en azından bir süreliğine) "kanıt"
olmamasıdır. Ancak bu yöntem ekolojik fırsatlara sahip olduğundan bu problemi
başka şekilde telafi eder.
12. “Doğal
Tohumlama Çubuğu” kullanmak, en başından
itibaren çok çeşitli bitki türlerinin ekilmesini kolaylaştırır. Ayrıca, o kadar
ucuz ve verimli bir ekim yöntemidir ki, yerel hayvanların tohumlara “zarar
verebileceği” endişesi büyük ölçüde azalır. Aslında doğanın tohum ekme
yöntemini taklit etmektedir.
13. Normalde
dikilecek ağaçlar ilk önce bir fidanlıkta fidan olarak yetiştirilir, daha sonra
bir veya iki yıl sonra fidanlar dikilir. Ancak, fideler zaman ve/veya para
açısından pahalıdır. Bu nedenle fidelerin yerel yaban hayat tarafından yenmesinden
veya onlara zarar vermesinden korunması gerekir. Bu genellikle etraflarına
bir çit koyarak veya koruyucu plastik spiraller kullanarak yapılır. Bu
dikim yöntemiyle, yerel vahşi yaşamın bir şekilde fidelere ulaşması ve diyelim
ki %50'sini yemesi trajik olarak görülecektir. Bu ağaç dikme yönteminin
belli ki yeri var ama tek yol bu değil.
14. Ağaçlar,
o ağaç türü için uygun toprak ile uygun bir alanda doğrudan engebeli zemine
tohum olarak ekilir. Bu, tohumların her iki adımda bir yürüme hızında
ekilmesini mümkün kılan bir “Doğal Tohumlama Çubuğu” kullanılarak
yapılır. Bu şekilde tohum ekmek, fide dikmekten çok daha az maliyetli ve
daha az zaman alıcıdır. Yerel vahşi yaşamı desteklemek istediğimizden, çok
fazla olmadığı sürece, yerel vahşi yaşamın ortaya çıkan bazı ağaçlara zarar
vermesi çok da sorun değil.
15. “Doğal
Tohumlama Çubuğu” ekim yöntemiyle, yerel
yaban hayatının yerel olarak ortaya çıkan fidelere ulaşması ve diyelim ki
%50'sini yemesi trajik olarak görülmeyecektir. Ağaçlar olgunlaştığında
yerel vahşi yaşam, tohumları yayarak ormanın büyümesine yardımcı
olacaktır. Yerel yaban hayatı genç ağaçların bir kısmını yerse, o zaman,
mantıklı bir şekilde, bu bir kazan/kazandır, çünkü bu, yerel vahşi yaşamın,
tohum yaymadaki temel rollerini yerine getirmek için daha sonra yeterli sayıda
etrafta olacağı anlamına gelir. Sürdürülebilir bir ormanın büyümesi ve
yerel vahşi yaşamın sürdürülebilir seviyelerinin büyümesi birlikte hareket
eder, bu yüzden gerçekten biri olmadan diğerine sahip olamayız.
16. Gerekirse,
tohumlar, ortaya çıkan ağaçlara olgunlaşmak için daha iyi bir şans vermek için,
bölgede hali hazırda büyüyen küçük çalıların veya çalıların yakınına veya içine
ekilebilir. Bu yöntemle tek bir kişi bile 2 saat içinde yaklaşık 1.000
ağaç dikebildiğinden, bölgeye geri dönüp çok fazla ağaç yenirse veya zarar
görürse tekrar ağaç dikme seçeneğimiz de zaten var.
17. Bu
yaklaşımla yerel vahşi yaşamı ortadan kaldırma olasılığını azaltabiliriz. Örneğin,
“geyiklerin veya keçilerin ağaçlara zarar
verdiği” iddiasını muhtemelen hepimiz duymuşuzdur. Bu durum, genellikle
yanlış yorumlanmaktadır. Bu durum bazen geyik itlafına ve keçilerin ormana
girmesinin yasaklanmasına kadar varan sonuçlar doğurmuştur. Bununla
birlikte, geniş alanlarda hareket etme eğiliminde olduklarından, geyiklerin ve
keçilerin tohum yaymada ne kadar etkili olduğu hakkında daha fazla bilgi sahibi
olunmadığı açıktır. Bu tohum serpicilerin (geyik ve keçi), ormanların
yenilenmesine uzun vadede sundukları faydaları bilmemek, sadece ağaçlara
verdikleri zarara bakmak, oldukça tek taraflı bir bakış açısı
sağlar. Geyiklerin ve keçilerin ağaç hasarının yüzde kaçının tolere
edilebilir olduğunu bilmek konunun çözülmesine çok yardımcı olacaktır.
18. Aslında,
yerel hayvanlar daha sonra ortaya çıkan ağaçların tohumlarının yayılmasına ve
bölgenin ekolojisinin korunmasına yardımcı olacağı için güçlü bir müttefik
olarak görülebilir. Bu arada bazı şeyler hayvanlar tarafından tüketilir veya
zarar görürse bu çok önemli bir sorun oluşturmayacaktır. Hayvanlar daha sonra
bunu telafi etmekten çok daha fazlasını yapacaktır.
19. Şimdi
“Doğal Tohumlama Yönteminin” avantajlarını biraz daha netleştirelim; Örneğin, çeşitli kuruluşlar “fide”
yaklaşımını benimsemiştir, ancak yöntem pahalı ve zaman alıcıdır. Bir
kişi, diyelim ki bu yöntemle 10.000 ağaç dikmek isteseydi, muhtemelen
ulaşamayacağı bir amaç olurdu veya tamamlanması birkaç yılı
alırdı. Bununla birlikte, aynı kişi “Doğal Tohumlama Yöntemi” yoluyla
10.000 ağaç dikmek isterse, bu sayıya kısa zamanda erişebilecektir. Zamanda
verelim; tohumları toplamak için gereken süre birkaç saat (ağaçların türüne
bağlı olarak) ve gerçek tohum ekimi yapmak için gereken süre ise yaklaşık 20
saat olacaktır.
20. Bu
“Doğal tohumlama yöntemi “ile orman yada habitat restorasyonu, felsefik olarak yerel
vahşi yaşamı en başından itibaren resmin önemli bir parçası olarak gördüğü için,
ekolojik yaşama bütünsel ve büyük resim, görme yaklaşımı sunar. Bu eylem
yada yaklaşımaynı zamanda gücü bireylerin ve/veya küçük insan gruplarının eline
verir. Fakat bu büyük ölçekli projelere uygun olmadığı anlamına gelmez ve
elbette büyük ölçekli projelere de uyarlanabilir.
William Fergus Martin,
“The Global Rewilding Initiative” Kurucusu
Yorumlar
Yorum Gönder