Şakacı Sahabe: Nuayman bin Amr (ra)
1. Nuayman bin Amr (ra) adlı sahabeyi tanıyor musunuz? Tanımıyorsanız, bu yazıyı mutlaka okuyun. Önce şunu belirtelim ki mizah kültürel bir kavramdır. Ve toplumlar arasında mizaha bakış açısı bakımından doğal olarak farklılıklar vardır. Bazı toplumlarda normal görülen şakalar diğer bir toplumda anormal karşılanabilir.
2. İşte Nuayman bin Amr şakalarıyla tanınan bir sahabe. Bedir, Uhud, Hendek dahil bütün savaşlara katılan, inanılmaz ve bazen de sınırları zorlayan şakalarıyla Hz. Muhammed’i (SAV) çok güldüren ve sahabe arasında bu özelliğiyle tanınan ilginç bir insandı Nuayman. Allah ona rahmet eylesin. Öyleyse Nuayman bin Amr’ın bu şakalarından örnekler verelim:
3. Bir gün Medine’ye değişik bir meyve ve özel bir bal getirmiş kervancılar, Nuayman da bu meyveyi ve balı peygambere hediye etmek için almış ve peygamberin huzuruna çıkmışlar satıcıyla beraber, Nuayman;
"Bunlar sana hediyem Resulullah, ama parasını sen vereceksin” demiş.
"Peygamberimiz “Bu nasıl hediye ya Nuayaman ?” deyip gülümseyince
“Vallahi param
yoktu, ama senin yemeni o kadar çok arzuladım ki, başka çarem yoktu” demiş.
Gülümseyen peygamber parayı ödemiş ve yolcu etmiş.
4. İçki
haram edilmesine rağmen Nuayman içmeye devam ediyordu. Dört beş kez yakalandı
ve cezalandırıldı. Ardından yine yakalandı ve bu sonuncu da peygamberin
huzuruna getirildi. Sahabelerden biri;
“Allah sana lanet etsin” şeklinde bağırınc, . Allah resulü
“Asla, asla…. Bilesiniz ki; Allah ve Resulü
Nuayman’ı çok seviyor” demiş ve o lafı söyleyen sahabeyi hafifçe fırçalamıştır.
Bu olay Resulullah’daki insan sevgisi ve hoşgörü’nün yüzlerce örneğinden
biridir.Ayrıca bu olay insanın sadece bir kusuruna, bir hatasına bakılarak
hatta o hatadaki ısrarına rağmen gözden çıkarılamayacağının, Allah ve
Resulu’nun sevgisini kaybetmeyeceğinin aslolanın bir bütün olarak "iyiye
ve güzele" daha yakın olmak olduğunun manifestosudur.
5. Nuaymân’ın,
Resûl-i Ekrem’in vefatından bir yıl önce
yaptığı bir başka şaka Resûlullah’ı ve sahâbîleri çok güldürmüştür. O yıl Hz.
Ebû Bekir (ra), Busrâ’ya bir ticaret seferi düzenlemiş, Nuaymân ile Bedir
gazisi Süveybıt’i de beraberinde götürmüştü. Nuaymân yemek işlerinden sorumlu
olan Süveybıt’tan yiyecek bir şeyler istemiş, o da Hz. Ebû Bekir gelmeden yemek
veremeyeceğini bildirmişti. Kafile bir yerde konaklayınca Nuaymân rastladığı
deve tüccarlarına “Satılık bir kölesi
olduğunu ve onun kendini hür zannetmekten başka bir kusuru bulunmadığını”söyleyerek
Süveybıt’ı on deve karşılığında sattı. Satın alanlar Süveybit’in itirazlarına aldırmadan kendisini bağlayıp
götürdüler. Durumu öğrenen Hz. Ebû Bekir tâcirlere paralarını iade ederek
Süveybıt’ı kurtardı.
6. Bir başka gün, Bedevînin biri, Peygamber Aleyhisselâm’ı ziyarete gelmiş, mescid avlusunda devesini çöktürdükten sonra içeriye girmişti. Ashabdan birileri de, Nuayman’a latife olsun diye şöyle bir teklifte bulundu;
" Sen şu
deveyi kesiversen de onu yesek! Çünkü gerçekten et yemeyi çok özledik. Nasılsa
Rasulullah onun bedelini öder." Nuayman
da kalkıp deveyi kesiverdi! Adamcağız dışarı çıkınca, devesinin kesildiğini gördü
ve feryadı bastı:
Hz Muhammed’de (SAV) dışarı çıktı ve sordu:
" Kim yaptı bu işi?",
" Nuayman yaptı" dediler. Resulullah, Nuayman’ın peşine düşerek onu aramaya başladı. Nihayet bir evde saklandığını öğrendi. Nuayman bir hendeğin içinde gizlenmiş, üstüne hurma dalları ve yaprakları örtmüştü.,
Sahabenin biri, onun saklandığı yere doğru işaret ederek, yüksek sesle şöyle bağırıyordu:
" Ben onu görmedim, ya Rasulallah!"
Peygamberimiz,
onu buldu, tutup hendekten çıkardı. Bulaşan toz ve topraktan yüzünün rengi
değişmişti. Sordu ona:
"Bu
yaptığını sana yaptıran nedir?" Nuayman boynunu büktü:
"Benim
yerimi sana gösterenler var ya, ey ALLAH’ın Rasulü! İşte onlar yaptırdılar
". Peygamberimiz ise, bir yandan
şakacı Nuayman’ın yüzündeki tozları siliyor, bir yandan da gülüyordu. Sonra
deve sahibini çağırarak devesinin bedelini ödedi.
7. Nuaymân’ın
kaynaklarda yer alan son macerası, Hz. Osman (ra) döneminde yaptığı ağır
şakadır. Gözlerini kaybeden yaşlı sahâbî Mahreme b. Nevfel (ra)mescidin bir
köşesinde abdest bozmaya kalkışınca sahâbîler kendisine engel olmuştur Nuaymân
onu dışarı çıkaracağını belirterek mescidin bir başka köşesine götürmüş ve
burada ihtiyacını görebileceğini söyleyip uzaklaşmıştı. Kör sahabe de bilmeden
ihtiyacını mescidin içinde giderdi. Olup bitenlerden sonra zor durumda kalan
sert mizaçlı Mahreme b. Nevfel, elindeki sopayla Nuaymân’ın kafasını yaracağına
ahdetmiş ancak bir süre sonra bunu unutmuştu. Bir gün Nuaymân mescidde oturan
Mahreme’ye yaklaşarak kendisine Nuaymân hakkındaki ahdini hatırlattı, kendisini namaz kılmakta olan Halife Osman’ın
(ra) yanına götürdü ve onun Nuaymân olduğunu söyledi . Mahreme’nin sopayla Hz.
Osman’ın başını yarması üzerine Benî Zühre Nuaymân’dan intikam almaya kalkıştı Fakat
Hz. Osman, o anki acı ve sinirine rağmen sükunetini korudu ve;
“Bırakın onu,
cezasını Allah versin! Ne yapalım ki Bedir gazisidir ve Allah Rasulünü çok
güldürmüştür" diyerek Mahreme’nin akrabalarını teskin etti.
8. Nuayman
bütün şakacılığına rağmen ümmetin meselelerine çok duyarlı biriydi. İmam
Zehebî’ye göre Hz. Ali (ra) ve Muaviye arasındaki olaylardan sonra bir daha
gülmedi.
9. Şimdi
bu Sahabeden yola çıkarak nasıl bir sonuca varmalıyız? Aslında önemli olan konu
da budur.Peygamberimizin hangi konularda taviz vermeyip çelik gibi durduğunu,
hangi konularda hoşgörü ile yaklaştığını iyi anlamalıyız. . Hz. Muhammed (SAV)
"Tevhid” konusunda tavizsiz ve çelik gibiydi. O konularda şakaya, konunun sulandırılmasına,
gevşekliğe asla izin vermiyordu. Bu temel konu dışındaki konularda ise engin
bir hoşgörüsü vardı. Hz. Muhammed (SAV) insan harcamıyor, insanı eşref-i
mahlukat çizgine taşımak için çaba gösteriyordu. Allah ona layık Müslümanlar ve
ümmet olmayı nasip etsin.
TOLGA TANOLCAY
1.
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/192238
2.
https://islamansiklopedisi.org.tr/nuayman-b-amr
3.
http://ktp.isam.org.tr/pdfdrg/D02424/2006_6_22/2006_6_22_DOGANY.pdf
Yorumlar
Yorum Gönder